7 Mart 2012 Çarşamba

Yayınlandı Mart 07, 2012 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Türkiye'nin bürokratik yönetim sisteminin yozlaşması ve bazı öneriler

    Türk Kamu Bürokrasinin taşıdığı özellikler, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısının niteliklerinin belirlenmesinde çok önemli ipuçlara sahiptir.Bu anlamda bu kurumlarda görülen zaafıyet bütün toplum katmanları ile iki yönlü bir etkileşim içerisindedir.Her şeyden önce siyasi ve yönetsel çürümenin en önemli özelliklerinden biri herhalde genel geçer ahlaki değer yargıları ve değerlerindeki yozlaşmadır.

    Yozlaşma, Kamu hizmeti gören kişinin yada grupların özel maddi çıkarlar yada statü kazançları sağlamak için normal görev davranışlarını bu özel amaçlar doğrultusunda saptırmaları olarak nitelenebilir. Bu anlamda yozlaşma rüşvet, yolsuzluk, irtikap ve ihtilas gibi adlar alarak çok eskilerden beri süregelmektedir.
( ERGUN Turgay, Yönetimde Yozlaşma Olgusu Üzerine)

    Kaynakların kıt, ihtiyaçların giderek çeşitlendiği gelişmekte olan toplumlarda üretim araçları ve dağıtım sistemleri üzerinde sosyal ve ekonomik denetim (izin verme, lisans verme, kota saptama vs.) ne ölçüde mükemmel olursa olsun tüm yönetsel durumları kapsamadığından, düzenleme ve denetim alanında ayırım gözetici, adaletsiz yönetsel yetki kullanımı yönetimde yozlaşmayı hızlandıracaktır.
( ERGUN Turgay, Yönetimde Yozlaşma Olgusu Üzerine)

    Yavuz Bayar, Cumhuriyetle beraber Bürokratik sistemin yozlaşması açısından birtakım olumsuz etkenlerin ortaya çıktığını belirtir.
(BAYAR Yavuz, Türk Kamu Yönetiminde Rüşvet)

    1-Siyasal Otoritenin Niteliğinin Değişmesi: Otoritenin kaynak ve niteliğinde değişme vardır. Artık otorite gelenekten ve dinden değil halkın kendisinde kaynaklanmaktadır. Bu niteliğin önemli olan bazı sonuçları olmuştur.
    a-halkın kendi çıkarlarının yasallaştırılması açısından siyasal otoriteye etki etme olanağını doğurduğunu belirtir. Böylelikle halkın, artık bazı çıkarlarını kamu yönetimini doğrudan etkileyerek değil, siyasal otoriteyi etkileyerek yasallık sınırları içine aldırmak ve bu yolla kamu yönetimini belli davranış kalıplarına sokma olanağına sahip olması kolaylaşmıştır.
    b-Otorite artık gelenek ve dinsel inançlara dayanmadığı için belli geleneksel ve dinsel inançları paylaşmayan gruplar için aynı ölçüde geçerlik kazanmıştır. Bu gruplar içinde bilinçli ve etkin bir katılma ve onay söz konusudur. Bunlarda siyasal otoriteyi etkileyerek çıkarlarını korumak konusunda kamu yönetiminden belli davranışları elde edebilirler.

Ancak yukarda belirtilen bu olanaklar Yavuz Bayar'ın dediği gibi biçimsel düzeyde kalmıştır. Bunun iki nedeni vardır.
    a- Sözü edilen bir türde etkileşim için gerekli mekanizmalar tam anlamı ile oluşturulamamıştır. Cumhuriyetten sonra uzunca bir süre Tükiye'de tek partili bir dönem egemen olmuştur. Çok partili siyasal yaşama geçtikten sonra da seçim yasalarının ve ön seçim sistemlerinin "halkın çıkarlarına hizmet etmeyen" siyasal iktidarlar doğurduğu ve siyasal otoriteye "halk iradesi" nden soyutladığı yayın eleştiri konusu olmaktadır. Yeni düzenin olumsuz bir gelişmesi de vardır. Oda hak yaratma (yasallaştırma) ve hak arama yerine siyasal baskı kamu yönetiminden belli ödünlerin sağlanması yolunun açılmasıdır.
    b-halkımızın seçimlere ilgisizliği, yaşamsal öneme sahip birçok siyasal soruna duyarsızlığı, günlük yaşamımızda yurttaş, delege ve milletvekili oylarının fiyatının açıkça tartışılır olması gibi olumsuz unsurlar.

    2-KitIe İletişim Araç ve Olanaklarının gelişmesine karşın kamu yönetiminin üzerinde yeterli bir "kamuoyu" yaratmaktan uzaktır. Topluma bu konuda etkin bir kamuoyu oluşmasını sağlayacak değer yargılarını yerleştirme yönünde fazla bir ilerlemede sağlanamamıştır, "hala gemisini kurtaran kaptanlar"toplumda onay görmektedirler.

    Ayrıca seçtiğimiz kalkınma modelinde ne pahasına olursa olsun anapara birikimi ve girişimci yaratma yaklaşımımız kamu yönetimi ile ilişkilerinde "işlerini yürütenlere" bir ölçüde hoşgörü ile bakılması gerektiği gibi bir yanlış izlenimi topluma yerleştirmiş görünmektedir.

Refik Çulpana göre yozlaşmaya neden olan diğer olumsuz faktörler

    1-Kırtasiyecilik ve Şekil Düşkünlüğü: Aynı konuda birçok kurumun yetkili kılınması, tek işlem için birden fazla kurumun uğraşması ve birçok belgenin düzenlenmesi gereği, bir çok tekrarlanan ve gereksiz aşamalar ile ilgililer usandırmakta ve gereksiz maliyetler ortaya çıkmaktadır.
Kamu kuruluşları merkeziyetçilik ağırlık vermekte, yetki devrinden yana olmamakta ayrıntılarla uğraşılması işlerin akışı yavaşlamakta ve maliyet yükselmektedir.

    2-Örgütleme Bozuklukları: Merkezi yönetim, işlevlerin çoğunu zamanla kendi bünyesinde toplamaktan ötürü genişlemiş ve etkinliği azalmıştır. Bölümler herhangi bir bilimsel ölçüte göre değil gelişigüzel kimi zaman kişiye pozisyon yaratmak için kurulmuşlardır. Bu durum ise ikileşmelere yol açmaktadır. Aynı işlevi yapan birden çok birimler görülebildiği gibi, belli bir işlevin üstlenilmeyerek açıkta bırakıldığı gözlenmektedir.

    Norm kadroların saptanmamış olması bürokratik yapıda isteğe bağlı değişikliklerin yapılmasını kolaylaştırmaktadır.Türlü pozisyonlara ilişkin görev, yetki ve sorumlulukların belirsiz oluşu, karışıklıklara yol açmaktadır. Bu durum personel arasında "yetki çatışmaları'na neden olmaktadır. Belirsizlikten yararlanmak isteyen birim veya kişiler "yetki aşmasına" gidebilmektedirler. Öte yandan sorumlulukların belirtilmemiş oluşu yapılan yanlışlık ve verilen zararlara yol açanları ortaya çıkarma bir engel olmaktadır.
Merkezi Yönetimin taşra birimlerinden il düzeyinde görev ve yetki karışıklığının ve dağınıklığının olduğunu Valiliğin ve İl Genel Meclisinin görev alanları açıkça belirtilmemiş olduğunu İl koordinasyon kurullarının çalışmalarının beklenen eşgüdümü sağlamaktan uzak olduğun belirtmektedir.
Kırsal kesimden kentlere göç hızla artarken, kent belediyeleri yeterli ve etkili hizmetler üretememekte hem örgütsel yapıları hem de parasal güleri açısında yetersiz kalmışlardır.

    3-Güdüleme Yetersizliği: Kişinin yaptığı işi benimseyerek ve daha iyi yapması için güdülenmesi gerekir.
Vergide adaletsizlik var. Kimi büyük kazanç sahiplerinden az, az kazanandan çok alınmaktadır. Kırsal kesimden kente doğru hızlı yöneliş kent içi ulaşım ve iş bulmada sorunlara yol açmakta "Marjinal Sektör" diye anılan çalışma grupları ortaya çıkmıştır.

    Refik Çulpana göre Bürokrasinin yapısını etkileyen çeşitli iç ve dış fa
ktörler vardır.Bunların yoksunluğu halinde sorun artmaktadır. Genel olarak Başlıca güdüleyicilerin şunlar olduğunu belirtir.
    1) Ekonomik Etmenler: Kamu çalışanlarına verilen ve her yıl bütçe yapısıyla öngörülen "Memur Maaş Katsayısı" sağlanmadan maaş artışları, enflasyon artışlarının çok gerisinde kalmaktadır. Kamu personel sisteminde "daha iyi çalışanı daha çok ödüllendirme" uygulamasına olanak tanınmamıştır. 

    2) Toplumsal Etmenler: işgörenin çalışma grubu ve örgütü ile karşılıklı ilişkileri ve etkileşimlerinin anlaşılması gerekmektedir. İşgörenin çalışma arkadaşları ve kuruluş tarafından gösterilen saygınlık çok anlamlıdır. Onu işine ve kuruluşuna bağlar. Günümüzdeki bürokratik ortamda üstler tarafından adam kayırma ve çalışma arkadaşlarınca yıpratılma gibi uygulamalar işgörenin morali üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Çalışma guruplarındaki "birlik havası" ve "takım ruhu" gibi özelliklere rastlamak güç olmuştur.

    Kamu personeli üzerinde kendisinin ya da çalışma arkadaşlarının siyasal etkilerle en azından pozisyon değiştirmeleri, iş güvensizliği yaratmakta, siyasal kayırmalar sonucu personel atamaları ve yükselmeleri onda nesnel personel değerlendirmelerinin geçerli olmadığı inancını doğurmaktadır. Kendisinin ilerleme şansının olmadığı ya da çok az olduğunu gören personel çalışma coşkusunu yitirmektedir. Kamu görevlerinin eski saygınlığı giderek azalmakta ve kamu pozisyonları çekici olmaktan çıkmaktadır. Kamu görevlisinin iş güvenliği, emekliliği ve yönetim kararlarına katılması açılarından doyum sağlanamadığı söylenebilir.

    3)Kişisel etmenler:Personelin kendi yeteneklerinin bilincine varmasını ve onları kullanabilmesine imkan verir. Kamu kesimi kadrolarının şişirilmiş olması birçok kişinin hiç bir şey yapmadan maş almaları durumlarını doğurmuştur, Yöneticileri özendirmek bir yana bir kısım üst düzey yöneticileri "Müşavir" sıfatı işlevsiz bir konuma sokulmaktadır. Görev yetki ve sorumlulukların belirsiz oluşu, personeli kendi işine yabancılaştırmaktadır. Belirsizlik, kişide huzursuzluk yaratmaktadır.
Refik Çulpan, Bürokrasi sistemini etkileyen diğer çevresel faktörleri şu şekilde sıralamıştır. 

    4)Siyasal Çevre ve Etkileri:
    Siyasal iktidarlar kamu personeli sistem stratejilerinde "Yeterlik" ilkeleri yerine siyasal yağma ve ganimet sistemiyle kendi yandaşlarını doldurmak yolunu tercih etmişlerdir.
Kimi kamu pozisyonları militan güçlerin odaklandığı yerler haline getirilerek siyasal kutuplaşma hızlandırılmıştır. 

    5)Ekonomik Çevre ve Etkileri:
Giderek artan ödemeler dengesizliği üretim sürecinde yaşanan döviz darboğazı basit gelirli olan kamu görevlileri zor durumda bırakılmıştır. Kamu personelinin aldıkları ücret artışları, hızlı enflasyon nedeniyle yetersiz kalmıştır. 

    6)Toplumsal Çevre ve Etkileri:
İşsizlik sürekli artmaktadır. Kişiler işe girebilmek için her türlü yola başvurmaktadırlar.

    Vergide adaletsizlik var. Kimi büyük kazanç sahiplerinden az, az kazanandan çok alınmaktadır. Kırsal kesimden kente doğru hızlı yöneliş kent içi ulaşım ve iş bulmada sorunlara yol açmakta "Marjinal Sektör" diye anılan çalışma grupları ortaya çıkmıştır. 

    7)Kültürel Çevre ve Etkiler:
"Ganimet Zaferi Kazananındır" görüşü geniş toplum kesimlerinden benimsenmekte.
    Türk yöneticilerinin daha çok "otoriter yönetim stili" ni benimsedikleri izlenmektedir. Demokratik ve katılmalı yönetim biçimlerine olanak verilmediğinden yönetenler ile yönetilenler arasında diyalog kopukluğu ve çatışmalara rastlanmaktadır.
    Haksız kazancın ve "kara para" nın (kaçakçılık, karaborsa ve yolsuzluk ile sağlanan milyonluk kazançlar) yoğun olduğu bir ortamda özellikle küçük tutarlarda rüşvet almak, bağışlanabilir bir davranış olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bürokrasi ile ilgili işler için "bahşiş" yada "hediye" vermek ve almak olağan bir olay olarak algılanır olmuştur.
 

8) Yapısal etkenler.Sistemin yapısından kaynaklanan sorunlar ise şunlardır . 

    8.1-Planlama eksikliği:
    Bürokratik kuruluşlarımızda uzun dönemli planlar ya yoktur yada sağlıksız yapılmıştır. Bütçeler ve yıllık programlarda "çok isteyip azıyla yetinme" ve "pazarlık" yöntemleri geçerli olmaktadır. Bu durumda hazırlanan yıllık bütçe ve programların güvenirlikleri oldukça tartışmalıdır.

    8.2-Orgütlenme Bozuklukları
    Bürokratik sistem anlayışının çevredeki değişikliklere ve günün gereklerine uyumlu (adaptive) örgüt yapıları geliştirme yerine, varolanı koruma ve yeniliklere direnme yönünde olduğunu belirtir.
Örgütlerdeki değişikler daha çok fiziksel özelliklerde görülmekte, nitelik öğelerinde (örgüt ve yönetim biçimi) değişim oldukça yavaş bir gelişim göstermektedir. 

    8.3-Yöneltme eksikliği:
    Yöneticiler, astlarına ve onların sorunlarına eğilmek ve yardımcı olmaktan çok belli otoritelerini kullanmakla yetinmektedirler. Bürokrasi içinde yükselmede kişisel etkilerin payı büyüktür.

    8.4-Denetim eksikliği:
    Yapılan denetimlerde işlemlerin yasaya uygunluğu üzerinde durulsa da verimlilik ve etkinlik yönünden değerlendirmeye sahip olmamaktadır.
Yazılan değerlendime raporlarının plan ve program hedeflerine uygunluğu ve sapmaların değerlendirilmesi yapılmamaktadır. Hizmetiçi eğitim programları çok yetersiz kalmaktadır. Bu programlar personelin işten kurtulma olanağını vermek için düzenlenmiştir. 

    8.5-Eşgüdümleme Eksiklikleri:
    birden çok kuruluşu ilgilendiren işlerde gerekli eşgüdüm sağlanamamakta ve gecikmeler olmaktadır. Uzun süren gecikmeler (bir çok kamu projelerinin kaderi olmaktadır) proje maliyetlerini de yükseltmektedir
Çeşitli birim ve kişiler arasındaki çekişme ve çatışmalar, iletişim aksamaları eşgüdüm sorunlarına yol açmaktadır
 

    Refik çulpan, Devletin çeşitli faaliyetlerini elinde bulunduran bürokrasinin sistemindeki tıkanıklıkların, bir bakıma toplumun yapısınında bozulma işareti olarak algılanabildiğini ve Bürokratik sistemin yozlaşmasıyla en güzel siyasetler bile uygulama olanağı bulamayacağını belirtmektedir.(ÇULPAN Refık,"Bürokratik Sistemin Yozlaşması)

    Türk Kamu Bürokrasisinin örgütsel yapısının etkin ve verimli bir hizmetin yürütülebilmesine imkan vermesi açısından, dünyada meydana gelen gelişmeleri doğru okuyan içinde bulunduğu toplumun siyasal ve toplumsal değerlerine sahip kaliteli elemanların yapı içerisinde korunması ve devamı zorunludur. Bunun için gerek personel alımında gerekse ödüllendirmelerinde ahlaki değerlere ve rasyonel iş mantığına dayalı olmak zorundadır. Ayrıca nitelikli personelin daha cazip ekonomik koşullarda özel sektöre doğru sürekli bir göçüşün yaşandığı emeğe ve niteliğe önemin ikinci derecede kaldığı bir ortamda sorunlar çıkacağı açıktır.

    Yıllardan beri Türk Kamu yaşamı içinde adeta vazgeçilemez bir konumu işgal etmiş olan ve köklü önlemlerin alınamadığı yasal yaptırım olanaklarının pek fazla olmadığı yozlaşmanın ve hedefsizliğin yaygın olduğu kaos ortamının İtalya örneğinde olduğu gibi siyasetin ve siyasetçinin kirlenmesine zemin hazırlayacağı siyasal iktidarların akrabalarına yalnızca olanak sağladığı ganimet arsası yahut arka bahçesi olarak görülmesine imkan vereceği unutulmamalıdır.

    Bürokratik yönetim sistemin yozlaşmasını önlemek için aşağıda yer alan bir dizi önlemlerin alınması fayda sağlayabilir:
(ÇULPAN Refık,"Bürokratik Sistemin Yozlaşması) 

    A)Örgütsel düzenlemeler

  • Kamu personeli enflasyona karşı korunmalıdır. Vergi yükünün daha az olmasını sağlayacak eşit ve dengeli dağıtılmasına olanak verecek yeni bir vergi düzenlemesine şiddetle ihtiyacı vardır.
  • Niteliği gereği özellik gerektiren alanlara nitelikli personelin çekilmesi için özendirici önlemler alınmalıdır.
  • Kamu ödemelerinde olabilecek düşüklük sağlanacak diğer yararlarla (iş güvencesi, yan ödemeler, ucuz konut vb.) dengelenmelidir.
  • Kamu personelinin hizmet içi eğitim programları ile personelin yetişmesi ve gelişmesi olanakları daha etkin hale getirilmelidir.

    B)YÖNETİM ANLAYIŞINA İLİŞKİN ÖNERİLER 

  • Siyasal partiler arasında siyasal iktidara aday olan partiler arasında anlamlı bir diyalog kurulmalıdır. 
  • Siyasal pozisyonlar ile bürokratik pozisyonlar arasında ayrım yapılmalıdır. Siyasal pozisyonlara atamalar, tartışmasız siyasal iktidarın yetkisinde sayılabilir. (Müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı kimi genel müdür.) bu pozisyondakiler, o görevlerden ayrılacaklarının bilincinde olmalıdırlar. Ancak bürokratik kadrolar ise, siyasal kayırmacılığa karşı korunaklı olmalı, bu kadrolar daha etkili yargı güvencesi altına alınabilir.
      
  • Siyasal kayırmacılığı engellemek için her göreve o işi yapabilecek en yeterli adayın atanmasını sağlayan "yeterlik ilkesi" ni hayata geçirmek gerekir.          Yeteneklilik, yetenek ve beceri sahibi olan adayın yarışma sınavı ile seçilerek atanmasını belirtir. 
  • Yansızlık, kamu görevlisinin her gelen siyasal iktidarın programını yan tutmadan ve siyasal görüşünü tutsağı olmadan uygulayabilmesidir.  
  • Fırsat eşitliği ise kamu görevine girişin herkese olmasını belirtir. Bu anlamda benimsenecek yeterlik ilkesinin kamu personelinin sık sık ve keyfi değiştirilmesine engel olabilecektir. Onlara iş güvencesi verecek ve işlerine daha çok bağlanacaklardır.
  •  Kamu işlemlerinde zaman kaybı ve gecikmeleri önleyecek etkili, verimli ve hızlı bir kamu yönetimi anlayışı benimsenmelidir. Mevzuat hükümleri yalınlaştırılıp ara aşamalar ortadan kaldırılmalıdır.
  • Kamu bürokrasisinin yeniden örgütlenmesi ve öteki "organizasyon ve metod" işleriyle uğraşarak merkezi bir birim kurularak bürokrasiye etkinlik ve verimlilik kazandırılması yolundaki çalışmalar başlatılmalıdır. 

Bu organ aşağıdaki konulara eğilmelidir. 

  • Tüm kamu kesimini yeniden örgütleme
  • Kamu personeli sisteminde "yeterlik" ilkesini uygulamaya geçirecek çalışmalar hazırlamak.
  • Organizasyon ve metod çalışmalarını eşgüdümlemek ve yürütmek, iş tanımları, görev, yetki ve sorumluluklar yeniden belirlenmesi.
  • Personeli özendirici bir ödül sisteminin kurulması.
  • Yolsuzluk olaylarına karşı önlem alabilecek etkili ve hızlı bir disiplin mekanizması harekete geçirilmelidir. Özellikle rüşvete duyarlı pozisyonlardaki memurların servet ve yaşam biçimleri sıkı denetlenmelidir. Örgütlenmiş suçlarla (silah, uyuşturucu madde ve sigara kaçakçılığı gibi) mücadelede daha etkili davranılmalıdır. 
Bu konuda Turgay Ergun aşağıdaki önerileri getirmektedir.(ERGUN Turgay, Yönetimde Yozlaşma Olgusu Üzerine)

- Politikacıların ve üniformalı hizmetlerde çalışanları da kapsayacak biçimde yüksek yöneticilerin servetlerinin açıklanması ve yayınlanması Türkiye de uygulanan "Servet Bildirim" yolu bu amaca hizmet etmekten uzaktır.
- Bakanlar ve Yüksek Yöneticilere uygulanacak bir ahlak yasasının kabulü Doktorların hipokrat andı, gibi basının ahlak yasası, gibi bir tür ahlaki kontrolü sağlayacak yapının oluşturulması.
- Halkın yakınma ve isteklerine hızlı ve etkin şekilde cevap verebilecek birimlerin oluşturulması, bürokratik gecikmelerin rüşvete zemin hazırlayıcı bir ortam oluşturmasına zemin açmamaması için gerektiğinde yerinden yönetime ağırlık verilmesi gerekmektedir.
- Alım-Satım ve ihale işlerinin ussal esaslara bağlanması. Bu tür işlemlerin basitleştirilmesi, şeffaflaştırılması ve modern yönetim uygulamalarına dayandırılmasıdır.
-Kamu yöneticilerinin kamu hizmetinden emeklilik yada başka bir nedenle ayrılmaları durumunda bu kişilerin özel ticaret yada sanayi kuruluşlarında belirli bir süre için görev almalarına sınırlama getirilebilir.
- Yolsuzluk yapan kişilerin halkın önüne çıkarılması basın ve yayın organlarınca titizlikle denetlenmesi. Ancak bu ilkenin uygulanabilmesinde iktidarla çok yönlü dirsek temasına giren pek çok kötü girişimin başlatılmasına sebebiyet veren bir basınla ne ölçüde gerçekleşeceği tartışılır.
- Bu konuda tüm önlemlerle birlikte düşünülmesi gereken önemli bir ilkede kamu görevlilerinin sosyo ekonomik durumlarında iyileştirmeye gidilmesi. 

    Özellikle kritik görevlerde bulunanların maaş ve ücretleri yolsuzluklara imkan vermeyecek tatmin edici bir yapıda olmalıdır. Ancak yukarda parçalı olarak sunulan öğelerin her birinde yapılan düzenlemeler tek başına yeterli olamamakta tüm toplumsal sistemin bir parçası olan kamu yönetiminin düzenli işlemesi parçaların ahenkli çalışmasıyla mümkündür. Bu yüzden tüm toplumsal sistemin gözden geçirilmesine aksayan noktaların saptanmasına ve düzeltilmeye çalışılmasına gerek vardır.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
-ERGUN Turgay, Yönetimde Yozlaşma Olgusu Üzerine, Amme İd.Dergisi. cilt: 11, sayı:l, Mart 1978
-BAYAR Yavuz, Türk Kamu Yönetiminde Rüşvet, Amme İd.Dergisi cilt: 12 Sayı:3 1979
-ÇULPAN Refık,"Bürokratik Sistemin Yozlaşması" Amme İdaresi Dergisi Cilt: 13, Sayı:2,

    eposta       edit

0 yorum: