13 Aralık 2013 Cuma

Yayınlandı Aralık 13, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Cesaret

 

Hiçbir şeye cesaret edemeyen, hiçbir ümit beslemesin.

Schiller

Devamı
    eposta       edit

10 Aralık 2013 Salı

Yayınlandı Aralık 10, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Yalnızlık ve Tanrı inancı

İnsan, yaratıcıyla etkileşime girmediği ve beyin bölgesi onu hissedemediği takdirde kendisini yalnız hisseder. Yalnız bu noktada şu soru bir tartışma konusu olmuştur: İnsandaki bu güven duygusu mu beyindeki o bölgeyi aktif hale getirmektedir, yoksa evrendeki enerji ile etkileşime girdiği zaman mı beyin bu duyguyu aktif kılar? Bu bilimsel tartışma konusu, ne derece sebep sonuç ilişkisiyle değerlendirilir bilinmez ama insan beyninin bir bölgesi harekete geçtiği zaman, kişinin kendisini mutlu ve güvende hissettiği açık bir gerçektir. Bunu başarabilmek için akıl, duygu ve ruh arasındaki tanımlamaları iyi bilmek gerekir. Ruh, insandaki iç gerçeği araştırırken, akıl daha çok dış gerçeklerle uğraşır. Ruh, insanın içinden gelen duygu ve heyecanlara karşı daha duyarlıdır. Sonuçta insana yaşama sevinci veren şey, bu üç melekenin ortak sonucudur.

Zafer Bilim Araştırma Dergisi -2009


Devamı
    eposta       edit

7 Aralık 2013 Cumartesi

Yayınlandı Aralık 07, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Kuran hiç tükenmeyen mucize

 

Bu harika ekitapta modern bilim verilerinin ışığında Allahın insanlara bir uyarı ve rahmet olarak gönderdiği Kuran ayetleri değerlendiriliyor.

Devamı
    eposta       edit

5 Aralık 2013 Perşembe

Yayınlandı Aralık 05, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Ey hayırsız evlat!

 


Ey hayırsız evlat! 

Nihayet sen Ademoğlusun, ne vakte dek alçaklığı şeref sayarsın.

Niceye dek ben alemi zaptedeyim, bu cihanı kendi varlığımla doldurayım dersin?

Dünyayı baştan başa kar kaplasa güneşin harareti, bir görünüşte onu eritir.  

Mevlana Celaleddin Rumi -Mesnevi

Devamı
    eposta       edit

29 Kasım 2013 Cuma

Yayınlandı Kasım 29, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Dost

 Dostlar yok artık! Konjonktüre uygun müttefikler revaçta.  

Haşmet Babaoğlu

sabah.com.tr

Devamı
    eposta       edit

28 Kasım 2013 Perşembe

Yayınlandı Kasım 28, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Another year filmi

 Another year ilginç bir film. Gittikçe yaşlanan bir ömür, bir aile kuramamanın hüznü. Mevsimlerin geçişi gibi değişime açık kişilikler etrafında gerçekçi bir dille anlatılıyor.

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Kasım 28, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Çalıkuşu

 Çalıkuşu dizisinden bir replik hoşuma gitti. "Bugün, nerdeyse beni sevecekti."

Devamı
    eposta       edit

27 Kasım 2013 Çarşamba

Yayınlandı Kasım 27, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

The road filmi

 The road adlı filmde kıyamet sonrası bir zamanda bir baba ve oğulun yolculuklarındaki yaşam mücadelesi anlatılıyor. Issızlık, yalnızlık insanların vahşileşmesi karşısında bir umudun yolculuğu."Kabus görüyorsan yaşıyorsun demektir ,asıl güzel rüya görürsen endişelenmen gerekir" "diyordu. Ama filmin sonu karamsar.

Devamı
    eposta       edit

18 Kasım 2013 Pazartesi

Yayınlandı Kasım 18, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

güzel insanlar

 Dünyayı kazanıp onu dağıtanlar ise güzel insanlardır. Dünyanın dönüştürücü bir gücü ve etkisi vardır. Onu çok yakınınıza alırsanız, ondan kurtulmak mümkün değildir. Dağıtırsanız, sürekli çoğalarak ardınıza düşer. Biriktirirseniz, içinizde kangrene dönüşür ve kalbinizi öldürür. Kıyamet (En iyisini Allah bilir), bütün kalplerin öldüğü gün, dünyanın infilakıdır, belki.

D.Ali Taşçı

Devamı
    eposta       edit

15 Kasım 2013 Cuma

Yayınlandı Kasım 15, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Müslüman’ın Zaman’la imtihanı

Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini oluşturdukları halde Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilmekte. Eğer islam ülkeleri Avrupa Birliği gibi bir yapı teşkil etselerdi Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından Almanya’ya eşdeğer bir ekonomik güç oluşturabilirlerdi. Bunda en büyük pay Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerde toplanıyor. Mısır ulusal gelirini Süveyş kanalından ve turizmden elde ederken çoğu “zengin” Müslüman ülke ham petrol ve doğal gazdan geçiniyor yani katma değer üretmeden!(Kitaptan) http://www.derindusunce.org tarafından paylaşıma sunulan  Müslüman’ın Zaman’la imtihanı  adındaki 204 sayfalık bu kitap işte bütün bu konuları sorgulayan ve çözümler öneren birçok farklı yazara ait çeşitli makalelerden oluşuyor.

https://www.derindusunce.org/img/musluman_zaman.pdf

Devamı
    eposta       edit

14 Kasım 2013 Perşembe

Yayınlandı Kasım 14, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Çivisi Çıkmış Dünya

 Amerikan ordusu Antik Mezopotamya'da lale tarlasındaki su aygırı gibi davranıyor. Özgürlük, demokrasi, meşru müdafaa ve insan hakları adına insanlar hırpalanıyor, dayak yiyor, öldürülüyor. Yedi yüz bin insan daha öldükten sonra, belli belirsiz bir özürle ülkeden çekilecekler. Yaklaşık 1 trilyon dolar, bazılarına göre bunun iki-üç katı para harcandı. Ama işgal edilen ülke eskisinden de yoksul. Terörizme karşı mücadele vermek isteniyordu ama terörizm hiç bu kadar azmamıştı. Başkan Bush'un Hıristiyanlığı öne sürülüyordu ve artık her kilise haçının düşmanla işbirliği yaptığından kuşkulanılıyor. Sözde demokrasi getirilecekti, ama buna öyle bir şekilde kalkışıldı ki kavramın kendi bile uzun süreliğine gözden düştü.

Amerika Irak sarsıntısını atlatacaktır. Irak ise Amerikan saldırısını atlatamayacaktır; en kalabalık tarikatlar daha yüz binlerce ölü verecek; en zayıf tarikatlarsa eski hallerine bir daha asla ulaşamayacaktır

Amin Maalouf-Çivisi Çıkmış Dünya

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Kasım 14, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

100 Soruda Dış Ticaret

 İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi tarafından hazırlanmış olan bu rehber kitabın dış ticaret ile ilgili tüm kesimlere özellikle dış ticaretle uğraşan firma çalışanlarına, dış ticaret eğitimi alan ve dış ticaret eğitimine katkıda bulunanlara önemli bir kaynak niteliğinde. 270 sayfadan oluşan ücretsiz kitabı bilgisayarınıza indirmek için  tıklayın..

http://www.muhasebetr.com/arsiv/2008.03.18.100_soruda_dis_ticaret.pdf

Devamı
    eposta       edit

13 Kasım 2013 Çarşamba

Yayınlandı Kasım 13, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

tuzak

 

Bu dünya bir tuzaktır. İsteklerimiz o tuzağın yemi gibidir. İstek tuzaklardan kaç. 

Bu dünya bir kuyuya benzer. O kuyudan kurtulmaya çalış

Mevlana Celaleddin Rumi

Devamı
    eposta       edit

12 Kasım 2013 Salı

Yayınlandı Kasım 12, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Hafızalar şişerken

 Cep telefonunumun sistemi adım başı güncelleniyor.Olan da yazılımsal gelişmeye ayak uyduramayan donanıma oluyor. Cep telefonu hafızası gün be gün şişiyor ve yeni bir cihaz almanın artık gereklilik olduğu tüketiciye aşılanmaya çalışılıyor.

Devamı
    eposta       edit

11 Kasım 2013 Pazartesi

Yayınlandı Kasım 11, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

İnsana dair umutlar

 İki aylık bebeğini ölüme terkeden kadınlar...

iki aylık karısını öldüren erkekler… 

Bunları okudukça insana dair umutlar tükeniyor.

Devamı
    eposta       edit

10 Kasım 2013 Pazar

Yayınlandı Kasım 10, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Bestseller kitaplar

 Bazı kitaplar istediği kadar çok satsın bir türlü sevemiyorum. 

Sarmadığı için öylece bırakırım.

Devamı
    eposta       edit

9 Kasım 2013 Cumartesi

Yayınlandı Kasım 09, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Çirkin söz

 Eleştiri,yerli yerinde ve doğru bir şekilde kullanılırsa istifadeye neden olur. Ancak burada kantarın topuzu kaçırılıp işin içine küfür girerse yarardan çok zarara yol açar. 

Nihat Hatipoğlu hoca başkalarına yapılan küfrün şeytanın bir maşası olduğunu belirtiyor“…Çünkü çirkin söz şeytanın maşasıdır. Şeytan onunla pislikleri karıştırır. Fitneyi alevlendirir. Kalpteki ve yüzdeki nuru giderir. Ve mutlaka o sözü kullanana bedelini şöyle veya böyle ödetir.

Devamı
    eposta       edit

8 Kasım 2013 Cuma

Yayınlandı Kasım 08, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Kampüsler

 Kampüsler, devasa tenis kortları, oyun sahaları ve ışıklı kütüphaneler ile öğrenci ve çalışanlarına toplumdan tecrit edilmiş bir ortam sunarken toplumun bir parçası olduğu gerçeğini unutturamıyor.

Devamı
    eposta       edit

7 Kasım 2013 Perşembe

Yayınlandı Kasım 07, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

İçtenlik

 Çok sordum, bir daha sorayım: "İç"ini kör hırslarla dolduranların ve "iç"ine hiç özen göstermemiş hep horlamış olanların" içtenliği"nden söz edebilir miyiz? Hayır!

Haşmet Babaoğlu

Devamı
    eposta       edit

2 Kasım 2013 Cumartesi

Yayınlandı Kasım 02, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Baş örtüsü mücadelesi

 Baş örtüsü savaşları artık duruldu gibi. Yıllardır suni tartışmalarla Türkiye nefessiz bırakılıyordu.   Dini inançlara saygı konusunda bir aşama daha kaydetti çok şükür.

Devamı
    eposta       edit

1 Kasım 2013 Cuma

Yayınlandı Kasım 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Televizyon

 

Televizyon, aylak şuuru iğdiş edilmiş, hiç bir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icad edilmiş bir nevi afyondur

Cemil meriç

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Kasım 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

hatırlamak

 Ben varım demek için bile hatırlamaya ihtiyacınız var. Hatırladığınız sürece var olanlar unuttuğunuzda hiç yaşanmamış gibidir. Hatırlamadığınızda siz yoksunuz demektir. Uykuda iken bu örnek çok aşikardır. Hatırlamak sizi var eden şeydir. Uyku esnasında hatırlama kavramı geçici olarak saf dışı kalır. Aslında uyumaya çalışırken bile hatırlama(bilme) kablosunu koparmaya çalışıyorsunuzdur. Çok gayret gösterip,yüce kitabı okumaya Kitaptaki dualarla bütünleşerek başlarsanız idrakınız genişler.

Adem Korkmaz-Dua ve Tefekkür Rehberi

Devamı
    eposta       edit

30 Ekim 2013 Çarşamba

Yayınlandı Ekim 30, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Anlayış

    eposta       edit

29 Ekim 2013 Salı

Yayınlandı Ekim 29, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Ev hanımlığı

 

Ev hanımlığını küçültmek, psikolojik olarak yapılan bir savaş taktiğidir. Kadını iş hayatına sokup tüketime katarak ve hanımları cinsel sömürü objesi haline getirerek onların değerini azaltmaya çalışıyorlar.

Nevzat Tarhan

Devamı
    eposta       edit

25 Ekim 2013 Cuma

Yayınlandı Ekim 25, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Kalleşlik

 Kalleşlikse, bir insanî ilişki biçiminde ortaya çıkıyor. Yani tarafların birbirine mutlaka savunma fırsatı tanıması gereken bir konumda bulunması gerekirken, bundan kaçınılması halinde ortaya çıkıyor. Bu yüzden, kalleş, pusu kurandan ve tuzak hazırlayandan iki defa daha alçak bir konumda yer alır, diyoruz. Birini sırtından vurmak böyle bir kalleşliktir ve bu kalleşliğin alçaklığına sınır yoktur. Alçaklık belli bir yüksekliğe nispet edilebilir; fakat burada hiçbir yüksekliğe nispet edilemeyecek denli aşağılara düşen bir çukurluk söz konusudur artık. 

Rasim Özdenören

Devamı
    eposta       edit

22 Ekim 2013 Salı

Yayınlandı Ekim 22, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Umut

 Ben umuda inanıyorum” diyor; “insan umutsuz yaşayamaz.” Ona nasıl anlatmalıyım ki, umuda inanılmaz! Tanrı’ya inanırsın ve o sayede umudun olur, umutlanırsın! Aksi takdirde, seküler bir dünyada umut gitgide koflaşır; hayallere karışır. Durmadan kırılan hayallere…

Haşmet Babaoğlu

Devamı
    eposta       edit

17 Ekim 2013 Perşembe

Yayınlandı Ekim 17, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Sonbaharın sararmış haline bak


 Sen ilk bahar güzelliğine karşı hayran olan kimse, birde sonbaharın sararmış haline bak. Yani sen aynadaki son nakşa bak. Bir güzelin nihayetindeki çirkinliği ve binanın harabe haline geleceğini düşünde aynadaki yalana aldanma

Mevlana Celaleddin Rumi-Mesnevi

Devamı
    eposta       edit

8 Ekim 2013 Salı

Yayınlandı Ekim 08, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Allah

 ALLAH görünmez, fakat her şey O’nla görünür olmuştur.

Caner Taslaman

Devamı
    eposta       edit

6 Ekim 2013 Pazar

Yayınlandı Ekim 06, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Uzay - Dünya - Güneş Sistemi (Uzayda Zaman Kavramı)

 


Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Ekim 06, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Kafes

 

Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı.

Franz Kafka

Devamı
    eposta       edit

3 Ekim 2013 Perşembe

Yayınlandı Ekim 03, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Divane

 

Bazen divaneden bir laf çıkar divana sığmaz.

Tuğrul İnançer

Devamı
    eposta       edit

28 Eylül 2013 Cumartesi

Yayınlandı Eylül 28, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Bağış

 Veren ,mükafat düşündüğü anda tefecidir…

Cemil Meriç

Devamı
    eposta       edit

26 Eylül 2013 Perşembe

Yayınlandı Eylül 26, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Böylesine renkli bir dünya


 Böylesine renkli bir dünya, canlı ve farklı renkler, bir nakışta bin nakışı nakşeden nakkaşı göstermiyor mu?

Devamı
    eposta       edit

23 Eylül 2013 Pazartesi

Yayınlandı Eylül 23, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Gerçek dost

 

Çat kapı gidebiliyorsanız o kişi sizin gerçek dostunuzdur.

Vehbi Vakkasoğlu

Devamı
    eposta       edit

18 Ağustos 2013 Pazar

Yayınlandı Ağustos 18, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Yeldeğirmeni

 

Bir Yeldeğirmeni niye döner ki? 

Ben Don Kişot olsam bunu merak ederdim. 

Ama ben yine ben olarak bir Yeldeğirmeni olsam, 

illâ bir Don Kişot’u severdim.  

Turgut Uyar

Devamı
    eposta       edit

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Yayınlandı Ağustos 17, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

ölüm, sadece bir istatistik mi ?

 

ABD Dışişleri Bakanı Kerry: Mısır'da ordu demokrasiyi yeniden inşa ediyor. (1) demiş.

Bu inşa sürecinde darbeciler Mursi'nin göreve iadesini isteyen barışçıl protesto gösterilerde bulunan insanlardan bazılarını öldürürse bunun adı demokrasiyi inşa mı oluyor şimdi. Kimbilir belki de Cengiz Çandar'ın bir yazısında belirttiği gibi darbeciler "temizlik operasyonu" yapıyorlardır.

"...Bu çaptaki bir harekâtın çok sayıda ölü ve yaralıya yol açması kaçınılmaz olduğuna göre, askeri darbe yönetiminin giriştiği iki Kahire meydanını Müslüman Kardeşler’den temizleme harekâtının ‘katliam’ boyutları kazanmış olması muhtemeldir. Ölü sayısı hakkında birbiriyle ilgisiz rakamlar veriliyor (Bu satırlar yazıldığı sırada Müslüman Kardeşler 200, 300 ve hatta 600 ölüden söz ediyordu). Bununla birlikte, bunun aritmetik ölçüsü yoktur. Kan dökülmüştür ve bunun adına ‘katliam’ denir ve denecektir." (2)

Independent Gazetesi'nin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk anlatıyor "Ölenlerin çoğu yüzünden vurulmuştu. Bazıları gözlerinden ve bir kısmı da göğsünden... Sırtından vurulan sadece bir kişi gördüm. Bana gösterilenlerin çoğu sakallıydı. Bu bir katliam mı? Kesinlikle..(3)

Artık İslam ülkelerinde insanların öldürülmesi sıradan hale geldi. Şehirlerinde bomba patlayan , kan ve şiddetin egemen olduğu bir coğrafya halini almaya başladı.

Nazlı Ilıcak bir yazısında "Şiddet eylemleri yaygınlaşınca,insan hayatı "istatistik parçası"haline geliyor....Ölümün istatistik parçası haline gelmesi insanın giderek önemini kaybettiğinin bir işareti "(4) diyor.

Peki ama bunun böyle olmasında tüm suçu dışta mı arayacağız. Hiç mi ibret alıp kendimize çeki düzen vermeyeceğiz?. Ortadoğu denilen yere hiç mi barış gelmeyecek ve insanlar selam ve emniyet içerisinde yaşayamayacak?.

Kaynaklar

(1)http://www.aa.com.tr/tr/rss/211154--quot-misir-ordusu-demokrasiyi-insa-ediyor-quot

(2) http://www.radikal.com.tr/yazarlar/cengiz_candar/kahirede_kan_peki_sonrasi-1146217

(3) http://www.ensonhaber.com/robert-fisk-misirdaki-katliami-anlatti-2013-07-29.html

(4) http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ilicak/2008/10/06/istatistik_ve_hayat

Devamı
    eposta       edit

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Yayınlandı Ağustos 10, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Yolcu

 

Yolcu ! kalbe yürü.

İskender pala

Devamı
    eposta       edit

9 Ağustos 2013 Cuma

Yayınlandı Ağustos 09, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Bereketli bir ayın ardından

 

Hayırlarla dolu bir Ramazan ayını daha uğurladık. Oruç, azgın olan nefse kelepçe vurdu, kalbin bakış açısı değişti. İnsanı değiştiren güce sahip olan Kuran'ın indiği ay olan Ramazan bir de baktık ki uçup gitti. Allah, tekrarını nasip eder İnşallah.

Bayram, güzel giyinme, güzel konuşma, yaklaşma, bireysellikten uzaklaşma, topluluğa karışma, insanlarla hem hal olma, sevinme, sevinç ve biraz da tatlı olma demektir.

Devamı
    eposta       edit

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Yayınlandı Ağustos 07, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Hücrelerin mükemmel iletişimi

Devamı
    eposta       edit

1 Ağustos 2013 Perşembe

Yayınlandı Ağustos 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Alemlerin yaratılması

 Biliyoruz ki, bu alemde hiçbir şey kendiliğinden var olacak bir durumda değildir. Bunlardan hiç biri ne kendi kendine var olabilir, ne de kendi kendine yok olabilir. Başka bir deyişle, hiç bir şey kendi kendine yokluktan varlığa gelemez. Varlıkdan da yokluğa gidemez. Hiçbir yaratık da ne bir zerreyi var edebilir, ne de onu yok edebilir. İçinde yaşadığımız bu dünya ile beraber sonsuz alemler meydana gelmiş, birbiri ardınca vücuda gelip devam etmektedir. Nice şeyler de varken yok olmuştur. İşte bütün bunları yokluktan var eden ve sonra yok eden, kuvvet ve hikmet sahibi Yüce bir yaratıcının varlığından asla şüphe edilemez.

Ömer Nasuhi Bilmen-Büyük İslam İlmihali

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Ağustos 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Eskiler

 

Eskiler şöyle derler:"Usülsüz usül olmaz"

Hayati İnanç

Devamı
    eposta       edit

30 Temmuz 2013 Salı

Yayınlandı Temmuz 30, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Aşık Veysel'de dini tecrübe

 Halil APAYDIN tarafından hazırlanan bu makalede şiirleri ve deyişleri ile kültürümüze büyük katkıları olan halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’nun dini tecrübesi, şiirlerinden hareketle din psikolojisi açısından ele alınmış ve değerlendirilmeye çalışılmıştır. 

okumak için tıklayın...

Devamı
    eposta       edit

25 Temmuz 2013 Perşembe

Yayınlandı Temmuz 25, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Dönüşümcü liderlik

 

Levent ERASLAN'ın hazırladığı Dönüşümcü liderlik adlı çalışmasında Dönüşümcü liderliğin gelişim süreci, geleneksel liderlik anlayışı ile karşılaştırılması ve özellikleri bütün yönleriyle inceleniyor. Tarihsel sürece baktığımızda Dönüşümcü liderliğe verilecek en büyük örneğin Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu M.Kemal Atatürk olduğunu belirtiyor. "Büyük Lider Atatürk dönüşümcü liderliğin bütün karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Yıkılmış bir imparatorluktan, her şeyi ile yeni bir devlet kurarak, yönetsel,sosyal,ekonomik ve kültürel yaşamda köklü bir dönüşüm süreci gerçekleştirmiştir. Atatürk’te Dönüşümcü liderliğin başat özelliklerinden; Ortak Vizyon Oluşturma ve Paylaşma, Zihinsel Uyarım ve Yaratıcı olma, Karizmatik Etkiye Sahip Olma, Etkili İletişim ve Yüksek Motivasyon Becerisi, Değişimin Temsilcisi Olma,Duygusal Dayanıklılık, Cesur Olma, Risk Alma, Güçlendirme (Yetkilendirme), Esnek Yönetim Anlayışı, Güvenilirlik ve Öz-güven Sahibi olma, Ekip Çalışmasına Önem Verme ve Yaşam Boyu Öğrenme gibi özellikler bulunmaktadır.

Levent ERASLAN'ın kaleme aldığı bu çalışmayı https://www.j-humansciences.com sitesindeki aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz

 https://www.j-humansciences.com/ojs/index.php/ijhs/article/view/168/168

Devamı
    eposta       edit

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Yayınlandı Temmuz 24, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

insan ve makineler

 


Makinelerden çok insanlığa ihtiyacımız var.. Zekadan çok şefkat ve kibarlığa ihtiyacımız var.. Bunlar olmadan yaşam şiddet dolu olur ve her şeyi kaybederiz. 

Charlie Chaplin

Devamı
    eposta       edit

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Yayınlandı Temmuz 22, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

İbadet ve taat zevki

İbadet ve itaat zevkinden yoksun olanlar, kendi yaratılışlarındaki hikmetten habersiz olan zavallılardır. Yüce Allah’a kulluk ve ibadette bulunmayanlar, borçlu oldukları şükür görevini terk etmiş, sonsuz ahiret hayatlarını tehlikeye düşürmüş mutsuz kimselerdir.
 

Ömer Nasuhi Bilmen-Büyük İslam İlmihali - 45

Devamı
    eposta       edit

21 Temmuz 2013 Pazar

Yayınlandı Temmuz 21, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Serap

 Rüzgârın böyle eyyâmından olma 

Örfî şâd Keştî-i mihnet-zeden bahr-i serâb üstündedir” 

 “İşlerin hep iyiye gidişi, seni anlamsız bir iyimserliğe sevketmemeli; 

unutma ki aslında tutunduğunu zannettiğin gemi, bir serap deryasında yol almaktadır!”

Devamı
    eposta       edit

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Yayınlandı Temmuz 20, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Ahiret alemi

 Kudretine nihayet bulunmayan Yüce Allah için, gelecekte ahiret hayatını meydana getirmek pek kolay şeydir. Alemleri yoktan var eden, hele insanları birçok güç ve meziyetlerle yaratıp kendilerine hayat veren büyük Yaratıcımız için, bütün bu alemleri yok ettikten sonra tekrar yaratmak zor birşey midir? 

Bir şeyi önce var eden, sonra tekrar onu var edemez mi? 

Bunları tekrar var edemeyen yaratıcı olur mu? Hayır, Yüce Allah öyle bir büyük yaratıcıdır ki, nice alemleri de yaratmaya kadirdir. 

Bir kere astronomi ilmine bakalım: Ucu bucağı olmayan bir boşlukta dolaşıp duran ve zaman zaman parlayıp sönen yüz binlerce nur ve ışık alemini bu ihtişamları ile yaratmış olan Allah, ahiret alemini de yaratmaya kadirdir.

Ömer Nasuhi bilmen-Büyük İslam İlmihali

Devamı
    eposta       edit

19 Temmuz 2013 Cuma

Yayınlandı Temmuz 19, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Ruh güzelliği

İnsanlarda ruh güzelliği de kalmamış. Olmasını da istemiyorlar. Hepsi mahvolmuşlar ve herkes kendi mahvıyla övünüyor.

DOSTOYEVSKI (Delikanlı)

Devamı
    eposta       edit

18 Temmuz 2013 Perşembe

Yayınlandı Temmuz 18, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Stefan Zweig'in Satranç kitabı

 

Stefan Zweig’in “Satranç" kitabını ara vermeden bir çırpıda bitirdim. Küçük hacmine rağmen hemen sardı beni. Yazarın daha önceki kitaplarını da çok beğenmiştim. İnsan ruhunun en ince noktalarına kadar girmek isteyen okuyucusunu dünyasına kilitleyen bir yazı stili var. Satranç oyunu üzerinde yoğunlaşan bu kitabında İnsanlardan ayrı olarak tek başına bir odada tecrit edilen bir insanın içine düştüğü yalnızlığı gözler önüne seriyor. Avusturyalı Jean Amery (1912-1978), toplama kamplarına ait izlenimlerini dile getirdiği bir denemesinde, bu kamplara gönderilen bir aydın için gerçekleşen ilk sonucun “entelektüel ölüm” olduğundan söz eder. Zweig'in Satranç başlıklı eseri, edebiyat alanında böyle bir “entelektüel ölüm” üzerine kaleme alınmış en yetkin metinlerden biridir. (Ahmet Cemal) Kitaptan bazı kısımlar…

Yapacak hiç birşey yoktu, duyacak hiç birşey yoktu, görecek hiçbirşey yoktu, her yerde ve sürekli olarak insanın çevresinde hiçlik, zamandan ve mekândan mutlak anlamda yoksun bir boşluk vardı. İnsan bir aşağı bir yukarı gidip geliyordu ve onunla birlikte düşüncelerde bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı gidip geliyordu, sürekli gidip geliyordu. Fakat sonuçta düşüncelerinde, ne kadar herhangi bir özden yoksunmuş gibi görünürlerse görünsünler, bir destek noktasına ihtiyaçları vardır, aksi takdirde dönmeye ve anlamsız bir biçimde kendi etraflarında çember çizmeye başlarlar; onlarda hiçliğe dayanamazlar. İnsan birşey bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. İnsan tekrar tekrar bekliyordu. Hiçbirşey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyordu, şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbirşey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız… Bir otelde kendine ait bir oda -aslında kulağa çok insanca geliyor, öyle değilmi? Ama inanınki, bizim gibi ‘seçkinleri’ yirmişerli gruplar halinde buz gibi barakalara tıkacakları yerde epeyi iyi ısıtılmış, tek kişilik otel odalarına yerleştirmekle, bizler için yalnızca insani olmakla ilintisiz, fakat çok daha ustaca bir yöntem geliştirmiş oldular. Zira bizden zorla ‘malzeme’ elde etmek için kullanılacak baskının kaba saba dayaklardan veya bedensel işkenceden çok daha ince ve etkili bir üslupla işlemesi öngörülmüştü: Bunun adı, düşünülebilecek en ustaca izolasyonu sağlamaktı. Bize hiçbir şey yapmadılar -sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şeyin insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz. Tektek her birimizi mutlak anlamda bir hava boşluğuna, dışarıya tümüyle kapalı bir odaya hapsetmekle, sonunda dudaklarımızın açılmasını sağlayacak baskının dayak ve soğuk aracılığıyla dışarıdan değil, ama iç dünyalarımızdan kaynaklanması amaçlanmıştı. Hayatım boyunca tek bir düşünceye saplanıp kalmış, monoman insanların her türü hep dikkatimi çekmiştir, çünkü bir insan kendini sınırladığı ölçüde sonsuzluğa da yaklaşmış demektir.

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Temmuz 18, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Güneş

 

Güneş olursanız sizi görmeyen kalmaz 

Dostoyevski

Devamı
    eposta       edit

16 Temmuz 2013 Salı

Yayınlandı Temmuz 16, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Allahı anmak

 İman edenlerin kalplerinin Allah’ın zikriyle ürperme zamanı gelmedi mi?"

Denir ki bu ayet Hz. Ömer’i bir ay yatağa yatırır. Hz. Ömer gibi, Kur’an-ı çok iyi anlayan, derin tefekkür sahibi özel bir insanı o denli etkiler. Ayetin vurgusu önemliydi. Kur’an; “iman edenlere kalbinizin ürperme zamanı gelmedi mi?" diyor. Neyle ürperecek bu kalp? Ayette bunun da cevabı vardır. “Allah’ı anarak". Demek ki Allah’ın zikriyle ürpermeyen mümin kalbi de var. Çünkü çağrı Allah’ı bilemeyene, iman etmeyene değil, açıkça iman edene. O halde Müslüman olmasına rağmen kalbine merhamet dokunmamış insanları gördüğümüzde bu ayetin vurgusunu hatırlamamız lazım. Allah’ın zikriyle ürpermemiş, eğilmemiş, kıvamını bulamamış, huşu ile secdesini yapmamış kalp, mümin kalbi olsa ne çıkar. Ne kıymet ifade eder ki.  

Nihat Hatipoğlu  

www.sabah.com.tr/

Devamı
    eposta       edit

12 Temmuz 2013 Cuma

Yayınlandı Temmuz 12, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Çeşme

    eposta       edit

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Yayınlandı Temmuz 03, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Allah'sız Bir Dünyada İnsan

 

Allah'sız Bir Dünyada İnsan Öksüz ve Yetimdir / Kuran ve Dünya Hayatı

Devamı
    eposta       edit

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Yayınlandı Temmuz 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Evrenin genişlemesi

 

Biz göğü ‘büyük bir kudretle’ bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.“ 

(Zariyat Suresi, 47)

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Temmuz 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Kalp

Kalp ne ile doluysa, dudaklardan o dökülür.

Goethe


Devamı
    eposta       edit

12 Haziran 2013 Çarşamba

Yayınlandı Haziran 12, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

twitter devrimi

 Bir yazarı twitter’i  "araba sürerken yol geçme tartışmasında karşılıklı atışma,laf atma hatta küfürleşme"  olarak nitelendirmişti.  

Twitter‘de 140 karakter sınırlamasından dolayı duygu ve düşünceleri tam ifade edemiyorsun. Bu ise insanın düşünce anlayışını bir kalıba sokmaktadır.  Bu sınırlama düşüncelerin parçalı bir şekilde sunulmasına neden olmakta. Tabii bu istenilen düşünceyi vermekten uzak oluyor hatta yanlış da anlaşılabiliyor. 

Bazı kısa fikirler , parlak sözler ve sloganlar için yararlı olsa da bazı içeriğin kime ait olduğu belli bile değil. 

Twitter sonuçta bir araç. Bunda da ifrata kaçılırsa yani zamanının büyük bölümünü bunda geçirecek şekilde belli bir bağımlılık için girilecek olursa faydalı olmaktan çıkacaktır.

Devamı
    eposta       edit

4 Haziran 2013 Salı

Yayınlandı Haziran 04, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

iki deniz

 


Devamı
    eposta       edit

3 Haziran 2013 Pazartesi

Yayınlandı Haziran 03, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Gençliğini gülmekle geçiren

 

Gençliğini gülmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlamakla geçirir.

Ali Fuat Başgil

Devamı
    eposta       edit

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Yayınlandı Mayıs 29, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Sevgi

Sevgiden, tortulu bulanık sular, arı-duru bir hale gelir. 

Sevgiden dertler şifa bulur. 

Sevgiden ölüler dirilir, sevgiden padişahlar kul olur. 

Bu sevgi de bilgi neticesidir  

Mevlana Celaleddin Rumi

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Mayıs 29, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

korku

 

Kusursuz sevgi korkuyu yok eder.  

Shakespeare

Devamı
    eposta       edit

23 Mayıs 2013 Perşembe

Yayınlandı Mayıs 23, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

günümüzde kölelik

Geçmişte bedenler köleleştirilirken günümüzde ruhlar köleleştirilmektedir.

 Atasoy Müftüoğlu

Devamı
    eposta       edit

21 Mayıs 2013 Salı

Yayınlandı Mayıs 21, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Radikal Demokrasi ve vatandaşlık

 Suna güzin kahraman tarafından hazırlanan yüksek lisans tezinde demokrasi ve radikal vatandaşlık teorisine ilişkin yaklaşımlar açıklanıyor. Bu ilginç çalışmayı Ankara Üniversitesi açık arşivinde bulunan aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.

 pdf formatındaki bu e-kitabı indirmek için tıklayın

Devamı
    eposta       edit

12 Mayıs 2013 Pazar

Yayınlandı Mayıs 12, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Hayatın boş olduğu yanılgısı

Hayatın boş olduğu yanılgısından, her yerin ALLAH ile dopdolu olduğu anlaşılınca kurtulunur.”

Caner Taslaman

Devamı
    eposta       edit

10 Mayıs 2013 Cuma

Yayınlandı Mayıs 10, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Dünya hırsı

 

Çünkü adına kapitalizm denen sistem, ahlâkî bir temele dayanmıyor. Bu sistemin en büyük mahareti, faiz enstrümanıyla parası olanları çalışanların sırtından geçinen parazitlere dönüştürebilmesi. Yakıt olarak ise sistemin ihtiyaç duyduğu şey çok basit: Hırs! Dünya hırsı! Daha çok mal, daha çok para, daha çok servet, kısacası zenginleşme hırsı. Öyle ki, insanların gözleri bu hırslar sebebiyle körleşecek. Dolayısıyla, kapitalizmin idealize ettiği insan tipi, “bystander apathic”tir. Yani, başka insanlara ancak bir “seyirci kayıtsızlığı” penceresinden bakan vicdansız ve gaddar bir insan tipi. Yanında dünya savaşı çıksa, kendi lüksünden ve yaşam tarzından vazgeçmek istemez bu tip. zaferdergisi.com

Devamı
    eposta       edit

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Yayınlandı Mayıs 06, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Öksüz ve yetim

    eposta       edit

5 Mayıs 2013 Pazar

Yayınlandı Mayıs 05, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Kindle touch elektronik okuyucu ve özellikleri

 

Elektronik kitabın mucidi ve teknoloji medyumu Michael S. Hart’a göre “e-kitap havadan sonra en çok ihtiyaç duyduğumuz şey”

Elektronik mürekkep teknolojisi elektronik kitapları en verimli ve en doğal haliyle okumayı amaçlıyor. Bu teknolojide göz yorgunluğuna yol açacak ekran aydınlatması yerine ortamın ışığından yararlanılıyor. Böylece güneş ışığında dahi gözü yormadan keyifli bir okuma imkanını sunuyor. Kindle touch sahip olduğu özellikleri ile elektronik mürekkep teknolojisinin getirdiği konforu okuyucuya fazlasıyla sunan bir ürün. Peki bu cihazı böylesine kullanışlı yapan özellikleri ne?

 bilgiustam.com

Devamı
    eposta       edit

7 Nisan 2013 Pazar

Yayınlandı Nisan 07, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Yeni Liberalizm Denen Sahtekarlık

18. yüzyılda Aydınlanma hareketi doğarken, onunla ilişkili olarak liberalizm de palazlanıyordu. Gerçekten, Adam Smith 'in damgasını taşıyan liberalizm, özel girişimin, devletin etkisinden üstün olduğu varsayımından yola çıkıyordu; hükümetlerin iktisadi alana müdahale etmesi kötü bir şeydi; olsa olsa istisnai olmalıydı. Liberalizmin, siyasal alanda, yönetenlerin baskısına karşı bir etkisi de görüldü; böylece bireyler, söz konusu baskıya karşı "özgürlükler" le donanmalıydı. Ne var ki, hayatın akışı, liberalizmin söylediklerinde, neyin ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu ortaya koydu: Kapitalizmin ve sermayenin sömürmesi oraya vardı ki, artık, yönetenlerin müdahalesinin özgürlükler için her zaman zararlı ve tehlikeli olduğunu düşünmeyiz. Tersine, kimi durumlarda, devletin müdahalesi olmazsa, özgürlüklerin kullanılması anlam kazanmaz. Böylece, kimi özgürlükler, iktidara direniş olmaktan çıkmıştır; yönetenlerin sınırlanması da ideal değildir. Bakıştaki bu değişme, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, "sosyal devlet" ve "sosyal haklar" ın doğuşuyla anlam kazanmıştır ve söz konusu değişmede, Marksizmin ve Keynes 'in etkisi yadsınmaz. Ancak, hatırlamalı da: 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından, Batılı devlet ve özgürlük anlayışı gözden geçirilirken, Batı proletaryasına, Sovyetler Birliği'nde gerçekleşenlere gözleri kaymaması için bir ödün verilmiştir. Böylece, Batı proletaryasının gözlerinin önüne bir duman perdesi çekilmiş oluyordu. Nitekim, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından, bu ödün de çekilip geri alınmıştır. Söylemeli de, bu süreç 1990'lardan önce başladı ve yıkılıştan sonra da hızlandı. Yapılanlara, "yeni liberalizm" adı kondu. Türkiye'nin, 1980'lerle başlayan dönemde ve bugün yaşadıkları da bu sürece dahildir: Sosyal devlete saldırı ve sosyal hakların geri alınışı; özelleştirmeler, her şeyi piyasa güçlerine bırakıp devletin silinişi; dahası, 23 Devrimi'nden kalan ilkeler ve mirasın çiğnenmesi, bu sürecin gerçekleridir. (....) Batı'da, Keynes'in attığı önemli adımlara karşın başta Hayek 'in, ardından -geçen günlerde ölen- Milton Friedman 'ın sürdürdükleri aydınlanma ve sosyal adalet düşmanlığına bakıp, yaptıklarının bir "yeni liberalizm" le adlandırılmalarında bir terslik görmüyor değildik. İletişim Yayınları'nda yeni çıkan, Francisco Vergara 'nın, Liberalizmin Felsefe Temelleri adlı eseri bizi aydınlattı. Kitap, kendisini şöyle tanıtıyor: "İnsan haklarının, özgürlüğünün savunulmasında bir referans olarak varlığını koruyan klasik liberalizme karşı, insanın vahşi ve dizginlenemez hırslarının meşrulaştırıcı olarak kullanılan bir liberalizm tanımı da... Varolmuştur. Klasik liberalizmin incelenmesi, ne yazık ki liberalizm olarak adlandırılan sığ ve aşırılığa varan düşünce akımına karşı bir panzehir konumundadır. Bu akımın temsilcileri (Milton Friedman ve Friedrich Hayek vb.) kendilerini klasik liberallerin (özellikle Adam Smith'in) mirasçıları olarak ilan etmişler ve çoğunlukla öyle adlandırılmışlardır" deyip, kitap, "bu iki düşünür ailesini ayıran ilkelerin derin farklılığını göz önüne sererek, söz konusu soy zincirine" karşı çıkıyor. Demek ki, liberalizm adına bir sahtekârlık var ortada.  

Server TANİLLİ

Devamı
    eposta       edit

1 Nisan 2013 Pazartesi

Yayınlandı Nisan 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

insan nedir ?

İnsanın bir takım kimyevi elementlerden meydana geldiğini söylemek, sadece onu gübre olarak kullanmayı düşünenleri tatmin eder.

Hermann Joseph Muller
Devamı
    eposta       edit

23 Mart 2013 Cumartesi

Yayınlandı Mart 23, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Öğrenmek

 

Öğrenmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir,ilerleyemediğiniz takdirde gerilersiniz.

Çin Atasözü

Karikatür: http://wwwoguz-gurel.blogspot.com.tr/

Devamı
    eposta       edit

21 Mart 2013 Perşembe

Yayınlandı Mart 21, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Açıklamak

 Bir şeyi basitçe açıklayamıyorsan yeterince iyi anlamamışsın demektir.


Albert Einstein

Devamı
    eposta       edit

11 Mart 2013 Pazartesi

Yayınlandı Mart 11, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Dünyayı anlamak

Bu dünyaya anlaşılmak için değil; anlamak için geldik.

J.Ernest Renan
Devamı
    eposta       edit

10 Mart 2013 Pazar

Yayınlandı Mart 10, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Allahın rahmet eserleri

 

 Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor. Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kâdirdir. 

Rum Sûresi

Devamı
    eposta       edit

6 Mart 2013 Çarşamba

Yayınlandı Mart 06, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Öğüt vermek

 

Sizi övenlerden çok, öğüt verenlere bağlanın

Boiteau

Devamı
    eposta       edit

28 Şubat 2013 Perşembe

Yayınlandı Şubat 28, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

insanın bozulması

 

Genelde insanlar “zaman bozuldu” derler. Bir anlamda suçu zamânâ yükleyip avunmak isterler. Oysa zaman bozulmaz. Bozulan insanlardır. Tıpkı “mevki ve makamların saygınlığı, oralarda oturan insanların saygınlığı ve şerefine bağlı” olduğu gibi (Şerefü’l-mekan bi’l-mekîn)

Vakit Daralırken - Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan

https://www.sonpeygamber.info/vakit-daralirken 

Devamı
    eposta       edit

23 Şubat 2013 Cumartesi

Yayınlandı Şubat 23, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Akademik Açık arşiv sistemi

    eposta       edit

2 Şubat 2013 Cumartesi

Yayınlandı Şubat 02, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Erkeğin ve Kadının psikolojik ihtiyacı

 

 Erkeğin psikolojik ihtiyacı, kendisine ihtiyaç duyulmasıdır.Bunu hissettiğinde enerjisi artar, güçlenir ve harekete geçer.

Kadın ise, sevilip değerli olma duygusu taşıdığında güçlenir. 

Nevzat Tarhan

Devamı
    eposta       edit

1 Şubat 2013 Cuma

Yayınlandı Şubat 01, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Belirsizlik

Beni mutsuz ve tedirgin kılan şeyin başında belirsizlik gelir. Bir şey belirsiz olursa, nereye gideceğim, ne yapacağım, ne yazacağım.. belli oluncaya değin o tedirginliği yaşarım.

Rasim Özdenören

Devamı
    eposta       edit

21 Ocak 2013 Pazartesi

Yayınlandı Ocak 21, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Rüzgar

 

Rüzgar, dev meşe ağaçlarıyla daha tatlı konuşmaz, en bodur otlarla konuştuğundan.

Halil Cibran

Devamı
    eposta       edit

19 Ocak 2013 Cumartesi

Yayınlandı Ocak 19, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Sorunları büyütme

 

Sorunları büyütmenin alemi ne? Stephen Hawking bir röportajında yüz trilyon galaksiden birinde, orta büyüklükteki bir yıldızın küçük bir gezegeninde yaşadığımızı söylemiş.

Robin Sharma ”Sen ölünce kim ağlar?

Devamı
    eposta       edit

18 Ocak 2013 Cuma

Yayınlandı Ocak 18, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Başarılı insanlar

Başarılı insanlar başarısızların yapmaktan hoşlanmadığı şeyleri yapma alışkanlığına sahiptirler. Onların da her zaman bunları yapmaktan hoşlandıkları söylenemez. Ancak hoşnutsuzluklarının gücü karşısında ikinci sıradadır.

E.M.Gray (Aktaran Robin Sharma:"Sen ölünce kim ağlar?"

Devamı
    eposta       edit
Yayınlandı Ocak 18, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

suskun

Bir suskundu hep. Suskunluk bir tür konuşmaydı, bir çağrı,hatta feryadın adı onda.Ne ki kelimelerin dilinden anlamayan bulutsuz, bu yağmursuz insanlar, nasıl okuyup çözebilsindi "Dil"in kelimelerini?

Durmuş Korkmaz-Hece Dergisi sayı 9

Devamı
    eposta       edit

16 Ocak 2013 Çarşamba

Yayınlandı Ocak 16, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Borlu Hacı Şakir Efendi Divançesi

Ahvali arz edin yare 

hasretiyle yandı ciğerim pare

Garip bikes kaldı gönül avare 

Gurbet elde ağlar yardan ayrılan

 --------------------------

Uryan oldum varım verdim 

mal-ı mülkden fariğ oldum 

Kesb-ü karım yok anladım 

bütün ömrüm heba oldu


Borlu Hacı Şakir Efendi Divançesi (Murat Soyak- Hamle Gazetesi)

 

Devamı
    eposta       edit

14 Ocak 2013 Pazartesi

Yayınlandı Ocak 14, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Poz vermek

    eposta       edit

10 Ocak 2013 Perşembe

Yayınlandı Ocak 10, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Aşkın iflası

Evet, evlerin içi avizelerle renklenmiş, ama maalesef ışık yok; çünkü cereyan yok, yani aşk iflas etmiş. İnsanın gönül sesine göre makam belirleyenler aşka ulaşabilir. Oysa gençlerin birçoğu şehvetin karanlık sesine tutsak.

D.Ali Taşçı

www.haber7.com

Devamı
    eposta       edit

9 Ocak 2013 Çarşamba

Yayınlandı Ocak 09, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Bir mum

 


Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.

Mevlana Celaleddin Rumi

Devamı
    eposta       edit

6 Ocak 2013 Pazar

Yayınlandı Ocak 06, 2013 gön: Celal Yeşilyurt ve 0 yorum

Zimem defteri

 Yine Osmanlı’dan gelen hoş bir âdet; Zimem defteri... Bakkal, manav, kasap gibi esnafların tutuğu borç defteri yani. Ramazan’da zengin bir şahıs bakkala gelir ve zenginliği ölçüsünde (esasen gönül zenginliği ölçüsünde) “ilk yirmi kişinin borcunu hesapla” diyerek bu şahısların borcunu öderdi.

irsad_ramazan_2010

Devamı
    eposta       edit