islamda düşünce hürriyeti ve inanç özgürlüğü

İnsanlığa evrensel bir barış ve selam mesajı sunan İslam dini kendi inancından olmayan düşünce sahiplerine karşı nasıl bir bakış açısı sunuyor?
Konu ile ilgili kuran ayetlerine baktığımızda islamın mesajını reddedenlere karşı en güzel şekilde mücadele edilmesi ve güzel yaklaşımda bulunulmasını tavsiye ettiğini görüyoruz.
"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel nasihatle davet et. Onlarla en güzel surette mücâdele yap. "(Sûre-i Nahl 125)
Halkın (senin aleyhinde) söyleyebileceği her şeye sabırla katlan ve onlardan uygun şekilde uzaklaş. (MUZZEMMİL-10 Muhammed Esed:)
Kuranın mesajını kabul edip etmeme hususunda zorlama olmayacağı ve bireylerin seçimine bırakıldığı belirtilir.

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur… (Bakara Suresi, 256) لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ

İhsan eliaçık bu ilkenin üç anlayışı aynı zamanda içerdiğini belirtiyor. Dine girişte zorlama olmayacağı dini yaşarken ve dinden çıkarken olmaması anlamına geliyor. diyor. (İhsan Eliaçık’ın konu ile ilgili bkz http://www.ihsaneliacik.com/2014/12/dinde-zorlama-yoktur-ne-demek.html
 

Sizin dininiz size, benim dinim bana.” (Kafirun Suresi, 6)

Ve de ki: “Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin... (Kehf Suresi, 29)

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mü’min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın? (Yunus Suresi, 99)

Kuranın lokman süresi ayet 17 de müslümanların izleyeceği bir yöntem tavsiye ediliyor. Bu ayette '“ma'rufu emret, münkerden sakındır”  "iyiliği emredip kötülükten sakındırırlar" denmektedir. Ancak bunu yaparken  yumuşak üslup, yumuşak söz kullanılmasını tavsiye eder.

 Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. Onlara ‘zor ve baskı’ kullanacak değilsin. (Gaşiye Suresi, 21-22)

Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur’an ile öğüt ver.
(50/KAF-45 Diyanet meali)

Musa (AS) a Firavunun karşısına çıkarken sözü yumuşak bir uslup içerisinde söylemesi tavsiye edilir.

“İkiniz Firavun’a gidin; çünkü o, iyice azdı. Ona tatlı, yumuşak bir tarzda hitap edin. Olur ki aklını başına alır, yahut hiç değilse biraz çekinir.”
Yukarıda verilen ayetlerle başka inançlara sahip insanların bu ilahi mesajı kabul etmeleri için zorlanmayacağı ve aynı durumun onlardan da beklendiği vurgulanmaktadır. Bu yaklaşımın evrensel insan hakları anlayışı ile ne kadar uyumlu olduğu aşikardır.

Peki nasıl oluyor da bazı gruplar İslamın asla kabul etmeyeceği şiddet hareketlerini inançlarının temeli haline getirip İslam dinini kullanarak islam aleyhine menfi bir havanın oluşmasına sebebiyet veriyorlar. Eline baltayı alıp müze eserlerini yok ediyor,müzeyi ziyaret eden turistleri öldürüyorlar. Kilise mensuplarına saldırıyorlar.Yahut camileri bombalıyorlar. İnsanlığa ve yeryüzüne bir abı hayat sunma olan islam nasıl olur da yok etmek ve ölümle özdeştirilebilir? 

Caner Taslaman hocaya göre bu tür gruplar için İslam, mobilize edici bir unsur olarak kullanılıyor. Özetle insanlar güçlü olan neyse onu istismar ederler. bir şeyin kaynak sebep olması ile mobilize edici unsur arasında fark vardır. Şiddet eylemlerinde İslam kaynak sebep değildir. Diyor.

İslamı yanlış bir şekilde tanıtmaya çalışan çevrelere karşı en güzel cevabı bilimsel ve teknolojik gelişmelerle çelişmeyen ayetleri ile Kuran vermeye devam ediyor.
Kaynaklar

-Muhammed Esed Kuran mesajı

- http://www.ihsaneliacik.com

-Caner Taslaman: Cihadın retoriği