Prof. Dr. Sabri Ülgener'in "İktisadi Çözülmenin Ahlaki ve Zihniyet Dünyası" adlı dev eserinde, vasatlığın izini sürüyor. Ülgener'e göre, Osmanlı'nın en parlak döneminde bile gelecek kaygısızlığı ve durgun-atıl hayat anlayışı ve ortalama bir hayat tarzı egemen değerler olarak kabul görüyordu.Evliya Çelebi, rekabeti, "yaran payına sarkmak" (arkadaşı çelmelemek) olarak niteliyordu.
Feridittin Attar, Pendname'sinde esnafa, "Pazara geç git ve erken dön" uyarısını yapıyordu. XVI: yüzyılın ahlak bilginlerinden Kınalızade ise "fazla emek harcamayı bir eksiklik" olarak görüyor ve "Erdem ılımlı ve vasat olmaktadır" diyordu.
Euler ve Lagrange'ın matematikte çığır açtıkları dönemde (1750-1800), bu bilginlerle aynı çağda yaşamış Şair Sümbülzade Vehbi, oğluna şu öğüdü veriyordu: "İtibar eyleme hendeseye Düşme ol daire-i vesveseye" Bugünkü durumumuzdan atalarımızın, dedelerimizin öğütlerine büyük ölçüde kulak verdiğimiz anlaşılıyor. Geometri ile uğraşmayı bir kuruntu döngüsü sayan zihniyet, günümüzde de jeofizik, sismoloji, zemin mekaniği ve mukavemet gibi depremin hasarını hafifletecek bilim dallarının uyarılarını kulak arkası edebiliyor.21. yüzyıldaki, yeni bin yıldaki geleceğimizi, sıradanlığa, kalitesizliğe ve saygısızlığa teslim olmayanlar kurtaracak.İnsan haklarının derinlere kök salması, yeni bir sorumluluk kültürünü yeşertecek. Demokrasinin, yaygınlaşması ile beynimizdeki yaratıcılık potansiyeline tam yol verecek. Vasatlık standart olmaktan çıktığında, bizim de Nobel ödüllü bilim adamlarımız, sporun her dalında dünya şampiyonlarımız olacak
Faruk Türkoğlu
0 yorum:
Yorum Gönder